Mevlana Celaleddin Rumi'nin ölümü sevgiliye kavuşma anı kabul edildiği için "Şeb-i Arûs" (Düğün Gecesi) olarak adlandırılan bu bölümde, onun ilahi aşk felsefesi, "La tahzen (Üzülme)" öğretileri ve her yıl 7-17 Aralık tarihlerinde düzenlenen uluslararası anma törenleri ile sema gösterilerinin sembolizmini açıklamaktadır.
30 Eylül 1207'de Belh'te doğan Mevlana Celaleddin Rumi'nin hayat yolculuğu, babası Sultanü'l Ulema Bahaeddin Veled ile Belh'ten ayrılışı, Nişabur'da Feridüddin Attar ile karşılaşması ve hayatının dönüm noktası olan 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile buluşması ve ayrılığının ardından söylediği şiirler anlatılmaktadır.
Mevlana'nın tüm insanlığa çağrısı olan Yedi Öğüt'ün incelendiği bu bölümde; cömertlik ve yardım etmede akar su gibi olmak, şefkat ve merhamette güneş gibi olmak, başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi olmak, hiddet ve asabiyette ölü gibi olmak, tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi olmak, hoşgörüde deniz gibi olmak ve doğruluk ile samimiyette ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol ilkeleri detaylıca açıklanmaktadır.
Mevlana'nın Farsça kaleme aldığı ve ilahi aşkı merkeze koyduğu ölümsüz eserlerinin tanıtıldığı bu kayıt, 6 ciltten oluşan ve yaklaşık 26.000 beyit içeren Mesnevi, Mevlana'nın Şems-i Tebrizi adını kullandığı coşkun şiirleri içeren Divan-ı Kebir (Divan-ı Şems), dönemin ileri gelenlerine nasihat amacıyla yazdığı 147 mektubu içeren Mektubat, sohbetlerinin derlemesi olan Fihi Mafih (İçindeki İçindedir), ve yedi farklı mecliste yaptığı vaazlardan oluşan Mecalis-i Seb'a (Yediler Meclisi) gibi külliyatı kapsamaktadır.